ESERLERIM HAKKINDA MUTALAALAR:( kendi notlarindan )
Edirne’yi tetkik vesilesiyle Arşivde tahrir defterleri üzerinde yapılan uzun ve dikkatli incelemeler , sonradan , bir monoğrafiye inkilap etmiş ve 1952 de ” XV. ve XVI. asırlarda Edirne ve Paşa Livası ,Vakıflar-Mülkler-Mukataalar ” adı altında Edebiyat Fakültesi yayınları arasında neşrolunmustur. Bu eser, merhum Ahmed Refik Beyden itibaren başlıyan, tahrir defterlerine veya bu kabil orijinal vesikalara istinaden mahalli tarihler (Msl.Fatih zamaninda Teke-Ili, Fatih zamaninda Sultan-Oyuğu ….) serisine ait olup son yirmi sene içinde ezcümle Uzunçarşılı , Ö.L.Barkan ve H.İnalcık taraflarından Osmanli teşkilat ve müesseseleri mevzularındaki çalışmaların ve tetkiklerin bir kısmını ve bir cephesini aydınlatmak ve tamamlamak gayesini göz önünde bulundurmustur. Bahis konusu asırlarda Rumeli Eyaleti gibi geniş bir bölgede çeşitli tahrir defterleri ve arşiv vesikalarında rastlanan evkaf , emlak ve mukataalar kronolojik bir sıraya göre ve daha ziyade malzeme olarak ortaya konmuş ve zeyl olarak da Edirne’deki BAYEZID II.vakfiyesinin gerek vazifeleri gerek evkaf sınırlarını tesbit eden en eski kopyali faksimile ve transkripsiyon halinde eklendigi gibi bu bölgedeki diğer bazı eski vakıflarının Evkaf Arşivinden çıkarılan kayıtlarının fotokopileri de ilave olmuştu. Bir nevi vesika neşriyatı mahiyetinde sayilabilecek olan bu monoğrafi , insar ettiği senelerde epeyce yankı uyandırmış ve hakkında hayli teveccühkar tenkit yazıları yazılmıştı.
Prof. M.Tayyib Gökbilgin orijinal notunda ” Bunlardan üçünü burada zikredecegiz ”diyerek sadece Hans Joachim Kissling , Helmuth Scheel , ve G.L.Lewis ‘ in tenkit yazılarını ele almıştır. Biz bunlara bulabildiğimiz diğer muhtelif tenkit yazılarını da ilave etmiş bulunuyoruz.
Hans Joachim KISSLING kimdir ?
Nach dem Abitur am Theresien-Gymnasium München studierte er Altaische und Iranische Sprachen und Allgemeines Staatsrecht in München, Wien und Breslau. In München wurde er 1931 Mitglied des Corps Transrhenania.[1]
1935 promovierte er zum Dr. phil..[2] Zu seinen Lehrern gehörten Gotthelf Bergsträsser, Fritz Hommel, Karl Süßheim, Franz Taeschner, Wilhelm Geiger, Herbert Jansky, Theodor Seif, vor allem Friedrich Giese, Carl Brockelmann und der Staatsrechtler Hans Helfritz. 1950 habilitiert, erhielt er 1959 einen Lehrstuhl für Geschichte und Kultur des Nahen Ostens sowie Turkologie an der Universität München. Schwerpunkte seines wissenschaftlichen Wirkens waren die türkische Linguistik, besonders die Untersuchung der älteren türkischen Sprachdenkmäler, sowie die Herausgabe der “Osmanisch-türkischen Grammatik”, Fragen der Topographie der türkischen Stadt und ihrer Stellung in Recht, Wirtschaft und Gesellschaft. Bahnbrechend waren seine Studien über das islamische Heiligenwesen und türkisch-islamische Männerbünde.
Kißling war ordentliches Mitglied der bayerischen Akademie der Wissenschaften und Ehrenmitglied des Centro Internazionale de Studie Albansei in Palermo.
Pg.413 /414/415
“ ….. Der daren Interessierte wird alse mit grosster spanmung ein Buch wie das hier angezeigte zur Hand nehmen , wenn ihm sein
H.J.KISSLING HULASA EDEN A.HALIL
(ZEITSCHRIFT DER DEUTSCHEN MORGENLANDISCHEN GESELLSCHAFT , 102)
‘’ XV-XVI. ASIRLARDA EDIRNE VE PASA LIVASI ‘’ HAKKINDA BAZI MULAHAZALAR
Ötedenberi Osmanlı tarihine ait vesikalarin alakalılardan istifadesine arzedilmediğinden şikayet edilir. Bu cihet bilhassa eski asırlardaki Osmanlı mülkiyet sistemine ait olanlar bakımından çok doğrudur. Bunların mühim bir kısmı 1931 de lüzumsuz evrak diye Bulgaristan’a aşırılmıstı.Yanliz küçük bir kısmı kurtarılarak Türkiyede bırakılabildi.
Trakya , daha sonra Balkan memleketlerinin Avrupa’ya yakın kısımları hakkında arazi mülkiyeti araşıirmalari Balkanistik bakımından olduğu kadar Osmanistik bakımından da mühimdir.Bu sırada Intisar eden kıymetli bir eser bize Edirne ve Trakya’da XV. Ve XVI. ncı asırlardaki tımar ve ziamet durumunu aydınlatmaktadir. Bu eser Doç.Dr. Tayyib Gökbilgin’in (XV-XVI inci asirlarda Edirne ve Pasa Livasi, Istanbul 1952 ) adlı kitabıdır .
Eserin birinci kısmı (Tahrir defterleri ) nin inceden inceye çıkarılmiş malzeme ile doludur.Bu malzemeler Osmanlı idari taksimatina , mülk nevilerine , tarihi merhalelere göre ve ilk Fatih Süleyman Paşadan , II.Selim devrine kadar olmak üzere tanzim edilmiş bulunmaktadır. Eserde adı geçen şahıslara ve yerlere ait endeksler bu etüde ayrı bir ehemmiyet vermektedir.
Eserin ikinci kismi II.Sultan Beyazıd zamanına ait muhtelif vakfiyelerin fasimilerini muhtevidir.
Tayyib Gökbilgin’in kitabı yanliz vakfiyelere ait kısımları değil aynı zamanda pek az bilinen veya hiç bilinmeyen şahıslar ve yer isimleri hakkinda da kıymetli malumati muhtevidir.
Hülasa eser yanlız tarihi bakımdan değil , coğrafi,toponomik,harsi, ve bedii bakımlardan da pek ehemmiyetlidir.
Şüphesiz her mükemmel eserde olduğu gibi bu kitapta da bazı hatalar bilhassa eski şahsiyetleri hakkında bazi yanlişlar bulunabilir.Bunlar ilerideki çalısmalarla tashih edilebilirler.Muhakkak olan cihet şu ki, Tayyib Gökbilgin’in eseri Osmanistik kadar, Balkanlar tarihi icin de yol açıcı bir eserdir.
G.L.LEWIS, (LONDON ), 1955 “” Bulletin of the School of Oriental and African Studies ”vol.xvii pt.3.s.620
” Tayyib Gokbilgin’in Osmanli tarihine cok mustesna bir hizmeti ile vucude gelmis bu eser cok muessirdir. Bu bolgenin buyuk bir ehemmiyeti vardir. Zira Edirne Istanbul’un zaptindan once bassehirdi ve sonra ise uzun muddet Avrupa’ya yapilan seferlerin hareket ussu bulunuyordu. XVI.asrin birinci yarisinda Pasa Livasi tabiri ile umumiyetle butun Rumeli eyaleti PARS PRO TOTO olarak anlasilmakta idi. Eserin birinci kisminda tapu ve mukataa defterlerinden orijinal arap harfleri ile alinmis bir cok metinler , vakfiye kayitlari ve o zamanki diger vesikalar bize Edirne’nin ve o bolgenin XIV. asirdan XVI. asir nihayetine kadar olan muhtelif istihalelerini gostermekte, 80 sahifelik sahis ve yer adlarini gosteren indeks ile 20 kadar vakfiyyenin faksimilesi bunlari takip etmektedir.Bayezid II.nin Edirne’deki tesislerine ait okunakli bir sekilde ve kismen transkripsiyon halindeki iki vakfiyye bilhassa enteresandir….Eserin yegane tenkit edilebilecek tarafi, harita eklenmemesi yuzunden, bir cok koy isimlerinin yerinin tayin edilememesidir….”
Prof.M.Tayyib Gokbilginin yorumu :
Rumeli teşkilatina ait bu eserdeki noksanlar, sonradan ele geçen bir vesika ile ve diger bir tetkik yazisi ile tamamlanarak CAMBRIDGE ‘ deki XXIII. Müsteşrikler Kongresinde bir tebliğ halinde ( ”L’organisation et l’administration du Roumeli au temps du Kanuni Sultan Suleyman ”)okunmuş ve sonradan genişletilmiş izahli şekli ile BELLETEN de neşredilmiştir. ( ”Kanuni devri başlarinda Rumeli Eyaleti Livalari, şehir ve kasabalari ,sayi 78,1956 )
Edirne ve Paşa Livasi eserindeki vesikalarin esas teşkil ettiği diğer bir tebliğ ve tetkik de milletlerarasi Sosyoloji Kongresindeki ” Rumeli’de iskanin sosyal ve kültürel müesseseleri olarak zaviye ve muallimhaneler konusu idi. ( ” Les Institutions sociales et culturelles de la colonisation et leurs actions spirituelle dans la peninsule Balcanique : Les Zaviyes et les Mouallimhanes. ” Istanbul, 1952 )
Bu istikametteki diğer tetkiklerden biri de ” XV.asirdaki Kayseri Livasi ” adli tetkikdir ( Zeki Velidi TOGAN Armagani ) ki, bu bölgenin Osmanli hakimiyeti devrindeki ilk vaziyetini, yine tahrir defterlerine istinaden, aksettirmektedir.
Diğer bir etüd ise ,” Murat I. tesisleri ve Çekirge Imareti vakfiyyesidir. Bu, 1951 de XXII. Müsteşrikler Kongresinde tebliğ edilmiş sonradan TURKIYAT mecmuasinda fotokopi olarak neşrolunmuştur.(1953 )
Yine bu neviden sayilabilecek neşriyat arasinda Rakoczi Ferencz II. ve tevabiine ait yeni vesikalar (1941), XVI.asir başlarinda Osmanli devleti hizmetindeki Akkoyunlu Umerasi (1951), ” Arz ve raporlarina göre sadrazam Ibrahim Paşanin Irakayn seferindeki harekati ve aldiği tedbirler (1957) ” adli tetkik ve makaleler zikredilebilir ki, bu sonuncusu 1956 da Türk Tarih Kongresinde tebliğ edilmiş ve sonra tevsi edilerek BELLETEN de neşrolunmustur.
Keza, 1957 de Münih’de XXIV. Müsteşrikler Kongresinde yapilan tebliğ de yine bu mahiyettedir ve bir sene sonra BELLETEN de genişletilmiş olarak neşrolunmuştur. ( ”La traduction des lettres de KORVIN MATHIAS a BAYEZID II. ” )
Osmanlı teşkilat ve müesseselerine ait diğer bir monoğrafiyi de Rumeli’de Yürükler, Tatarlar ve Evlad-ı Fatihan adlı eser (Istanbul, 1957 ) teşkil etmektedir : XV. asırdan itibaren Rumeli bölgesinde muhtelif türkmen ve tatar etnik gruplarından ordunun muavin sınıfı olarak askeri birer birlik halinde ve yürük ve tatar taifeleri adı altında uzun müddet müstakillen tahrir edilmiş ve bu teşkilata Osmanlı devletinin askeri bünyesinde büyük bir önem verilmişti. Eser , bu etnik grupların Rumeli’ye geçmeleri ve yerleşmeleri meselesini tetkik ettikten sonra bu tahrir defterlerine gore XVI. ve XVII. asırlardaki vaziyeti tesbit etmekte, hukuki statülerini, askeri mükellefiyetlerini belirtmekte ve bu taifelerden KOCACIK YÜRÜKLERİ ‘ ne ait bir defterin de muhtevasını aynen nakletmektedir ki, bu suretle,vaktiyle merhum Ahmet Refik’in umumi mahiyette nesrettigi Türkmen Aşiretlerine ait bilgiyi bir az daha genişletmekte, yeni istatistik cedvelleri, köy ve şahıs adlarını da listeler halinde göstermekte, bundan baska, bu yürük ve tatar taifelerin muahhar şekli olan EVLAD-I FATIHAN mes’elesini de vesikalari ile birlikte ortaya koymaktadir. Bu tetkiklerin ilk netice ve hülasasi daha III.Turk Tarih Kongresinde (1943) ”Rumeli’nin iskani ve türkleşmesinde Yürükler” adi ile tebliğ olunmuştu.
Yeni ve orijinal vesikalara dayanılarak yapılan sentez ve terkibi mahiyetteki diğer tetkik ve makalelere gelince, bunlardan biri ”Mukataalarda Kadılık Müessesesinin Rolü ” konusunda IV.Turk Tarihi Kongresinde (1948 ) tebliğ edilmiş ve burada da bu müessesenin adalet vazifelerinin yanında idari ve mali sahadaki görevleri ve bilhassa mukataa işlerinde Mukataat Nazırı sıfatı ile oynadıkları rol belirtilmiştir.
Siyasi mahiyetteki tetkikler arasinda ise ” XVII. asir başlarında Erdel hadiseleri ve BETHELEN GABOR’un Beyliği Meselesi ” (1949),
” KARA ÜVEYS PAŞA ‘ nın Budin Beglerbegligi ” (1952 ) ve ” Sadrazam RÜSTEM PAŞA ve hakkındaki ithamlar ”(1955) konuları ve tetkikleri zikredilebilir. Yine bu neviden bir tetkik ” XVI.asir ortalarinda Osmanli devletinin Tuna havzasi ve Akdeniz siyasetleri, bunlar arasindaki alaka ve irtibat , muhtelif vecheleri ” konusundadır ve bunda tamamen orijinal ve hiç nesredilmemiş vesikalardan da faydalanılmıştır. (1955)
F.BABINGER kimdir ?
Franz Babinger (January 15, 1891 – June 23, 1967) was a pioneering historian of the Ottoman Empire, best known for his authoritative biography of the great Ottoman emperor Mehmed II known as the Conqueror, originally published as Mehmed der Eroberer und seine Zeit. An English translation by Ralph Mannheim is available from Princeton University Press under the title Mehmed the Conqueror and his time.
In addition to his bibliographical work, Babinger published numerous articles and books on a wide variety of subjects. Babinger knew Turkish, Romanian and Arabic as well as the principal European languages, giving his work a scope and authority that had hitherto rarely been displayed in Near Eastern studies.) [edit]
“ BÜYÜK ESERİNİZİ OLAĞANÜSTÜ BİR SEVİNÇ İLE ALDIM VE SİZİ BU BAŞARILI
İŞTEN DOLAYI CANDAN TEBRİK EDERİM. İTİRAF EDERİM Kİ KİTABINIZI GEÇEN YİRMİ YIL ESNASINDA OKUDUĞUM ESERLERİN EN EHEMMİYETLİSİ OLARAK SAYARIM. 14. VE 15. ASIRLARDAKİ OSMANLI TARİHİ VE BİLHASSA RUMELİ TARİHİYLE UĞRAŞANLAR KİTABINIZDAN VAZGEÇEMİYECEKLERDİR…..
BU KITABI YAZARAK TÜRKIYAT TARİHİNDE ŞEREFLİ BİR MEVKİ İŞGAL ETTİNİZ “
ORD.PROF.DR.Helmuth SCHEEL kimdir ?
Nach Kriegsende holte er neben seinem Beruf die Reifeprüfung nach und studierte orientalische Sprachen, Islamische Philologie, Geschichte und Musikwissenschaften in Berlin und Greifswald. Für das Auswärtige Amt machte er Reisen nach Paris, Istanbul und Nordafrika.[1][3] 1921 bestand er die Prüfung zum Gerichtsschreiber, 1923 die Diplomprüfung für Türkisch am Seminar für Orientalische Sprachen in Berlin.[2] Scheel wurde 1926 Hilfsarbeiter und 1932 Amtsrat im Reichsministerium für Wissenschaft, Erziehung und Volksbildung, wohin er durch seinen Lehrer, den Orientalisten und Kultusminister Carl Heinrich Becker berufen worden war.[1]
Helmut Scheel promovierte 1928 bei Erich Bräunlich in Greifswald, seine Dissertation trug den Titel „Die Schreiben der türkischen Sultane an die preußischen Könige in der Zeit von 1721 bis 1774 und die ersten preußischen Kapitulationen vom Jahre 1761“. Ab 1933 war Scheel als Dozent am Orientalischen Seminar in Berlin als Nachfolger seines verstorbenen Lehrers Generalkonsul Prof. Johannes Mordtmann tätig.[1] Von 1938 – 1939 war er Lehrbeauftragter in Greifswald.[2]
Nachdem er zunächst am 1. Oktober 1938 eine Stelle bei der Berliner Akademie als Bibliothekar und Archivar bekommen hatte, wurde er am 28. Oktober zum wissenschaftlichen Beamten und Archivar ernannt, 1938 vom Reichserziehungsminister Bernhard Rust zum Direktor der Akademie ernannt und am 24. Juni 1939 als Direktor bei der Akademie und Professor bestätigt. Als Direktor war er dem jeweiligen Präsidenten der Akademie unterstellt, in seinem Aufgabenbereich lagen insbesondere Interna der Akademie. Später war Scheel u.a. verantwortlich für die erfolgreiche Auslagerung der Bibliothek der Akademie zum Schutz vor Kriegsschäden.[4] 1939 übernahm er die Geschäftsführung der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft[2] und war von 1939 bis 1952 Herausgeber der Zeitschrift der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft (ZDMG) .[5] 1941 wurde er zum Honorarprofessor für Islamwissenschaften (Turkologie und Türkisches Urkundenwesen) an der Friedrich-Wilhelms-Universität Berlin ernannt.[2]
Nach Kriegsende wurde er zunächst vom Plenum der Berliner Akademie am 12. Juli 1945 einstimmig als Direktor der Akademie bestätigt.[6] Ein Gutachten von 1945 bescheinigte ihm, sich während der Kriegszeit gegenüber allen Mitarbeitern der Akademie korrekt verhalten zu haben, sogar bedrohten Wissenschaftlern Unterstützung geboten zu haben.[7] Da Scheel aber offenbar 1937 Mitglied der NSDAP geworden war, was er selbst jedoch bestritt, wurde er am 7. Januar 1946 aufgrund eines Befehls der SMAD von seinem Amt als Direktor in der Akademie suspendiert, blieb jedoch Mitarbeiter. Zwar wurde er seit Anfang 1946 aufgrund seiner Kompetenz schrittweise rehabilitiert, jedoch im November 1946 von diesem Amt in der nunmehr als Deutsche Akademie der Wissenschaften zu Berlin neu eröffneten Akademie verdrängt, obwohl nicht formell entpflichtet: das Plenum der Akademie wählte als neuen Direktor Josef Naas, welcher beim Ausschuß für Wissenschaftsleitung des Magistrats gearbeitet hatte und Leiter der Kulturabteilung des ZK der SED gewesen war. Scheel nahm zu diesem Zeitpunkt einen Ruf an die wiedereröffnete Universität in Mainz an.
Scheel wurde als ordentlicher öffentlicher Professor Inhaber des Lehrstuhls für Islamische Philologie und Islamkunde und erster Direktor des Seminars für Orientkunde. Er leitete das Seminar bis zu seiner Emeritierung im Jahre 1963. Zu der Aufbauarbeit gehörte insbesondere die im Nachruf von Benzing besonders erwähnte Schaffung einer Seminarbibliothek mit 18.000 Bänden zur Orientalistik, für die Scheel zahlreiche Reisen zu Antiquariaten in aller Welt unternahm.
Helmuth Scheel war außerdem besonders beteiligt an der am 9. Juli 1949 erfolgten Gründung der Akademie in Mainz, in der sich anfangs vor allem ehemalige Mitglieder der Preußischen Akademie der Wissenschaften zusammenfanden. Scheel wurde erster Generalsekretär dieser Akademie.[8]
Scheel war Mitherausgeber der Philologiae Turcicae Fundamenta (Bände I und II), eines der Standardwerke der Turkologie und er war beteiligt an mehreren Bänden des Werks von Max Freiherr von Oppenheim zu Tell Halaf (1950,1955).[1]
Helmut Scheel war Mitglied der Königlich Dänischen Akademie der Wissenschaften, Ehrendoktor der Universität Dijon, Secretaire general der Asssociation Internationale des Orientalistes und Mitglied des Redaktionskommitees der Philologiae Turcicae Fundamenta.[1]
‘’ SEHR VEREHRTER HERR KOLLEGE !
HERR BABINGER HATTE MIR GERADE EINEN ENTHUSIASTISCHEN BRIEF UBER
IHR BUCH GESANDT, ALS DAS FUR MICH BESTIMMTE EXEMPLAR VON IHNEN EINTRAF. ICH DANKE IHNEN SEHR HERZLICH FUR DIESES WIRKLICH AUSGEZEICHNETE BUCH,…..SCHON DIE GANZE METHODISCHE ANLAGE ZEIGT, MIT WELCHER MEISTERSCHAFT SIE DEN UNGEHEUER UMFANGREICHEN STOFF BEWAELTIGT HABEN. ES IST WIRKLICH VIEL FREUDE , DIES BUCH ZU BESITZEN……..’’
AYRICA HELMUTH SCHEEL , MAINZ, ”ORIENS VOL.7 (1954) NO .1,S.109 DA SOYLE DEMEKTEDIR :
”……ÇOK KIYMETLİ BU TÜRLÜ FAALİYET SEBEBİYLE TÜRKİYE’DE TÜRK VE YABANCI ALİMLER TARAFINDAN BU GÜNE KADAR YÜZLERCE MÜHİM ESER NEŞREDİLDİ Kİ, BUNLARDAN TARİH İLMİ HİÇ DE KÜÇÜMSENEMİYECEK FAYDALAR TEMİN ETMİŞTİR. İŞTE TAYYİB GÖKBİLGİN’İN ESERİ DE BU PRATİK GAYEYE HİZMET ETMEKTEDİR. BURADA ESASLI BİR ARAŞTIRMA ESERİ BAHİS KONUSUDUR Kİ, BU , UZUN VE ÇOK DERİN BİR TETKİKİN MAHSULU OLARAK GÖRÜNMEKTEDİR. BU KITABIN TELİFİNDE HARCANAN ZAHMETLİ ÇALIŞMANIN HAKİKİ KIYMETİNİ ANCAK , BULGARİSTAN VE DİĞER BALKAN MEMLEKETLERİNDE OLDUĞU GİBİ, TÜRKİYE’DE ARŞİV VAZİYETLERİNİ TANIYAN BİRİSİ HAKKIYLA TAKDİR EDEBİLİR.
ESERİN BAŞLICA MALZEMESİNİ TEŞKİL EDEN TAHRİR DEFTERLERİNİN ARANMASI, BULUNMASI , TOPLANMASI VE OKUNMASI ZAMAN ALAN VE COK ZAHMETLİ BİR İŞTİR. KİSSLİNG’İN BU MÜNASEBETLE YAZDIĞI BIR TANITMA YAZISINDA AÇIKLADIĞI ” BU ESER TÜRKİYE’DE BU SAHADA ŞİMDİYE KADAR ASLA YAZILMAMIŞ DERECEDE MÜHİM BİR ESERDİR” HÜKMÜ TAMAMEN DOĞRUDUR.
BU KİTAP ÇOK VAZİH BİR ŞEKİLDE YAZILMIŞ VE ÇOK İYİ BASILMIŞTIR. RUMELİ EYALETİNİN TEŞKİLİ VE EDİRNE’NİN KURULUŞU GİBİ, PADİŞAH HASLARI , TIMARLAR VE MUKATAALAR DAHA SONRA , VAKIFLAR HAKKINDAKİ UZUN BİR KISIM TAKİP ETMEKTEDİR. MÜTEAKİBEN VAKFİYYELER ZEYLİ GELMEKTEDİR. ZENGİN NOTLAR METNİ İZAH VE MÜELLİFİN DERİN BİLGİSİNE ŞEHADET EDİYORLAR Kİ , BIZ BU ESER İÇİN, ONA , BUNU DAHA BAŞKALARININ TAKİP ETMESİ ÜMİDİ İLE, SADECE MÜTEŞEKKİR OLABİLİRİZ. TÜRKİYE’NİN ESKİ TARİHİ İLE İLGİLİ MÜTEAKİP HİÇ BİR TARİH KİTABI BU ESERİ UNUTTURAMAZ…”
PROF.V.MINORSKY kimdir ?
(Minorsky was born in Korcheva, Tver, northwest of Moscow on the upper Volga River, a town now submerged beneath the Ivankovo Reservoir. There he was a gold medallist of the Fourth Grammar School. In 1896 he entered Moscow University to study law, graduating in 1900, then entered the Lazarev Institute of Oriental Languages where he spent 3 years preparing for a diplomatic career. He made his first trip to Iran in 1902, where he collected material on the Ahl-e Haqq.
In 1903 he entered the Russian Ministry of Foreign Affairs, serving 1904-1908 in Persia (now Iran), first in the Tabriz Consulate-General and then the Tehran Legation, and 1908-1912 in Saint Petersburg and Tashkent. In 1911, jointly the Four-Power (British, Russian, Turkish, and Persian) Commission, he carried out a mission in North-Western Persia to delimit the Turko-Persian border, and also published a monograph on the Ahl-i Ḥaqq religion for which he was awarded the Gold Medal of the Ethnography Section of the Imperial Society of Natural Sciences in Moscow.
One of the most important Kurdish manuscripts he obtained during this period was The Forqan ol-Akhbar, by Hajj Nematollah, which he later wrote about in “Etudes sur les Ahl-I Haqq, I.”, Revue de L’Histoire des Religions, tome XCVII, No. 1, Janvier 1928, pp. 90–105. His surveys in Iran also provided invaluable material for his 1915 work, Materialï dlya izucheniya vostoka (Materials for the Study of the East), published by the Imperial Russian Ministry of Foreign Affairs, St. Petersburg.
From 1915-17 he served as Chargé d’affaires in the Russian Legation at Tehran. As the Bolshevik Revolution of 1917 made problematic his return to Russia, in 1919 he moved to Paris where he worked at the Russian Embassy. There his expertise in Middle Eastern and Caucasian affairs was useful during the Versaille and Trianon peace settlements.
In 1923 he began to lecture on Persian literature at the École nationale des langues orientales vivantes, where he subsequently taught Turkish and Islamic history. In 1930 he was named Oriental Secretary to the 1931International Exhibition of Persian Art at Burlington House, London, and in 1932 was made lecturer in Persian at London’s School of Oriental Studies. In 1933 he became Reader in Persian Literature and History,University of London; Professor of Persian in 1937; and in 1944 retired. During World War II, SOAS had evacuated to Christ’s College, University of Cambridge, and there the Minorskys retired apart from a year (1948–49) at Fuad University, Cairo.
In 1934 Minorsky was one of the distinguished participants in Ferdowsi Millenary Celebration in Tehran.
In 1960 Minorsky was invited by the Soviet Academy of Sciences to attend the meeting of the Twenty-Third International Congress of Orientalists in Moscow. After his death, his ashes were interred in the Novodevichy Cemetery, which was reserved exclusively for outstanding artists, literary men, composers, scholars, etc.; the bulk of his personal library was given to Leningrad.
Minorsky received numerous honors during his lifetime, including being made a Corresponding Fellow of the British Academy, 1943, Honorary Member of the Société Asiatique of Paris, 1946, and Doctor honoris causa of the University of Brussels, 1948.)
“ JE VOUS REMERCIE POUR VOTRE GRAND TRAVAIL SUR LES DOCUMENTS D’EDIRNE.COMMENT AVEZ –VOUS PU DIGERER CETTE MASSE D’INFORMATION. TOUS MES COMPLIMENTS SUR LE TRAVAIL QUE VOUS AVEZ ACCOMPLI. JE ME DEMANDE SI POUR LES AUTRES VILAYETS ON A UNE ENQUETE AUSSI FONDAMENTALE BRAVO… UNE SEULE REMARQUE BIEN AMICALE QUE JE ME PERMETTRAI DE FAIRE : IL SERAIT DESIRABLE DE RESUMER LES DONNEES POUR CARACTERISER…”
PROF.GIBB kimdir ?
Sir Hamilton Alexander Rosskeen Gibb (2 January 1895 – 22 October 1971), also commonly referred to as “H. A. R. Gibb”, was a Scottish historian on Orientalism.
Gibb was born on Wednesday, 2 January 1895, in Alexandria, Egypt, to Alexander Crawford Gibb (son of John Gibb of Gladstone, Renfrenshire, Scotland) and Jane Ann Gardner (of Greenock, Scotland). Alexander Crawford died in 1897, following which Gardner took up a teaching position in Alexandria. Hamilton returned to Scotland for his formal education at the age of five: first, four years of private tuition, after which he started at the Royal High School, Edinburgh in 1904, staying until 1912. His education was focused on classics, though it included French, German, and the physical sciences. In 1912, Hamilton matriculated at Edinburgh University, joining the new honors program in Semitic languages (Hebrew, Arabic, and Aramaic). Hamilton’s mother died in 1913 as he was studying in his second year at the university.
After the war Gibb studied Arabic at the School of Oriental and African Studies at London University, gaining his MA in 1922. His thesis, published later by the Royal Asiatic Society as a monograph, was on the Arab conquests of Central Asia.
The same year he married Helen Jessie Stark (Ella), and together they had one son and one daughter.
From 1921 to 1937 Gibb taught Arabic at the then School of Oriental Studies, becoming a professor there in 1930. During this time he was an editor of the Encyclopaedia of Islam.
In 1937 Gibb succeeded D. S. Margoliouth as Laudian Professor of Arabic with a Fellowship at St John’s College, Oxford, where he stayed for eighteen years. Gibb’s Mohammedanism, published in 1949, became the basic text used by Western students of Islam for a generation.[citation needed]
In 1955, Gibb became the James Richard Jewett Professor of Arabic and University Professor at Harvard University. This honorific title is conferred on select scholars “working on the frontiers of knowledge, and in such a way as to cross the conventional boundaries of the specialties.”[citation needed] Later, he became Director of Harvard Center For Middle Eastern Studies and as such became a leader of the movement in American universities to set up centers of Regional science, bringing together teachers, researchers and students in different disciplines to study the culture and society of a region of the world.
Harvard named a library, the Gibb Islamic Seminar Library, in his honor.)
“CHER COLLEGUE ET AMI,
……… JE VOUS FELICITE DE TOUT MON COEUR.C’EST UN OUVRAGE NON SEULEMENT DE LA PLUS GRANDE ERUDITION MAIS D’UNE UTILITE HISTORIQUE DON’T TOUS CEUX QUI S’OCCUPENT DE L’HISTOIRE DE LA TURQUIE VOUS SAURONT GRE …. “
PROF. DR. H.KITTER (FRANKFURT ) 11.3.1952
PROF.DR.H.KITTER kimdir ?
“ KOSKOCAMAN KİTABINIZI ALDIM. VE HAYRETLE İCİNE BAKTIM. NE KADAR BÜYÜK BİR İŞ GÖRMEĞE MUVAFFAK OLMUŞSUNUZ. HAYRAN KALMAMAK MÜMKÜN DEĞİL, SAMİMİYETLE SİZİ TEBRİK EDİYORUM. ELBETTE ORIENS ‘DE LAYIKIYLE TAKDIR EDILMESINI TEMİNE ÇALIŞMAKTAYIZ ….”
PROF.DR.FEKETE LAJOS kimdir ?
– Batıda ihtilal ve devrimlerin yavaş yavaş elde ettiklerini Atatürk’ün ülkesi birdenbire kazandı ve Türk hayatında o kadar derin izler bıraktı ki, Batıdakilerde bu, ancak yüz yılda erişebilecek bir başarı idi. Macar Prof. Dr. Fekete Lajos 1940
Born Oct. 22, 1891; died May 16, 1969. Hungarian Turcologist specializing in Turkish history, paleography, diplomacy, and archaeology. Member of the Hungarian Academy of Sciences (1946). Professor at the University of Budapest beginning in 1940.
Fekete made an extensive study of Turkish and Hungarian archives and helped develop the first systematic method of reading and classifying Turkish archival documents. His works constitute a basic guide to Turkish paleography for scholars in Europe and Turkey. Fekete was awarded the Kossuth Prize.
( MACARCA MEKTUBUN TERCÜMESİ “………EDİRNE HAKKINDAKİ FEVKALADE ESERİNİZİ ALDIM VE BÜYÜK BİR ALAKA İLE SAATLERCE KARIŞTIRDIM. MUHAKKAK Kİ BU SENE ZARFINDA OKUYACAĞIM EN MÜHİM KİTAP BU OLACAKTIR. EMİN OLUNUZ Kİ, BANA BAŞKA HİÇ BİR SURETLE BU DERECE BÜYÜK BİR SEVİNÇ TEMİN EDEMEZDİNİZ.. BÜYÜK BAŞARINIZDAN DOLAYI SİZİ SAMİMİYETLE TEBRİK VE İLİM ALEMİNE BÖYLE DAHA BİRÇOK ESERLER …..
PROF.BERNARD LEWIS kimdir ?
Lewis graduated in 1936 from the School of Oriental Studies (now SOAS, School of Oriental and African Studies) at the University of London with a B.A. in history with special reference to the Near and Middle East; and earned his Ph.D. three years later, also from SOAS, specializing in the history of Islam.[8] Lewis also studied law, going part of the way toward becoming a solicitor, but returned to study Middle Eastern history. He undertook post-graduate studies at the University of Paris, where he studied with the orientalist Louis Massignon and earned the “Diplôme des Études Sémitiques” in 1937.[1] He returned to SOAS in 1938 as an assistant lecturer in Islamic History.
During the Second World War, Lewis served in the British Army in the Royal Armoured Corps and Intelligence Corps in 1940–41, before being seconded to the Foreign Office. After the war, he returned to SOAS, and in 1949, at the age of 33, he was appointed to the new chair in Near and Middle Eastern History.[9]
In 1974, aged 57, Lewis accepted a joint position at Princeton University and the Institute for Advanced Study, also located in Princeton, New Jersey. The terms of his appointment were such that Lewis taught only one semester per year, and being free from administrative responsibilities, he could devote more time to research than previously. Consequently, Lewis’s arrival at Princeton marked the beginning of the most prolific period in his research career during which he published numerous books and articles based on the previously accumulated materials.[10] In addition, it was in the U.S. that Lewis became a public intellectual. Upon his retirement from Princeton in 1986, Lewis served at Cornell University until 1990.[1]
Lewis’ influence extends beyond the academe to the general public. He is a pioneer of the social and economic history of the Middle East and is famous for his extensive research of the Ottoman archives.[1] He began his research career with the study of medieval Arab, especially Syrian, history.[1] His first article, dedicated to professional guilds of medieval Islam, had been widely regarded as the most authoritative work on the subject for about thirty years.[15] However, after the establishment of the state of Israel in 1948, scholars of Jewish origin found it more and more difficult to conduct archival and field research in the Arab countries, where they were suspected of espionage. Therefore, Lewis switched to the study of the Ottoman Empire, while continuing to research Arab history through the Ottoman archives,[1] which had only recently been opened to Western researchers. A series of articles that Lewis published over the next several years revolutionized the history of the Middle East by giving a broad picture of Islamic society, including its government, economy, and demographics.[15]
“ VERY MANY THANKS INDEED FOR SENDING ME YOUR OFFPRINTS AND YOUR BOOK, WHICH I HAVE JUST BEEN READING WITH GREAT INTEREST.IT CAME AT A MOST FORTUNATE TIME WHEN I WAS JUST ABOUT TO SEND AN ARTICLE TO THE PRESS DEALING WITH A PRIVILEGE OF MEHMET II. YOUR BOOK HAS ENABLED ME TO REVISE THE LAST FEW PAGES AND ADD IMPORTANT DETAILS.WITH THANKS AGAIN AND VERY BEST WISHES …”
PROF. LEWIS’IN BAHSETTIGI TETKIK VE BU ESERDEN FAYDALANARAK AYDINLATTIGI MESELE ICIN BAK ( THE PRIVILEGE GRANTED BY MEHMED II TO HIS PHYSICIAN BSOAS, 1952 XIV. 3, SAHIFE 562 V.D.)
PROF.DR.HERBERT .W.DUDA (WIEN ) 1.6.1952
PROF.DR.HERBERT . W.DUDA kimdir ?
“………. BİLHASSA BU KİTAP BİR MALUMAT HAZİNESI TEŞKİL EDER VE İCİNDE BÜYÜK BİR İTİNA İLE TOPLADIĞINIZ MÜHİM MALZEME İLE HER TARİHÇİYİ SEVİNDİRMİŞ OLURSUNUZ. ÖYLE KOCAMAN BİR ESER ÖNÜNDE HAYRETTE KALARAK HÜRMET VE TAKDİR İLE EĞİLİR, TEBRİKLER VE EN SAMİMİ SELAM VE SAYGILARIMI SUNARIM .“
DR.SCHER ( MACAR İLİM AKADEMİSİ KÜTÜPHANE MÜDÜRÜ ) BUDAPEŞTE 28.1.1952
“……… SİZ DÜRZİ TARİHİNİN MARUUF ARAŞTIRICISI OLMAKLA……TANINMAKTASINIZ “
PROF.DR.FAHIR IZ kimdir ?
Fahir İz (d. 1911 İstanbul; 5 Temmuz 2004 İstanbul), yazar.
1938’de Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Türk Edebiyatı Kürsüsü’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1970 yılında gittiği Amerika Birleşik Devletleri’ndeki araştırmaları 7 yıl sürdü. Türkiye’ye döndükten sonra çalışmalarına Boğaziçi Üniversitesi‘nde devam etti. Çok sayıda ansiklopedinin Türkiye’ye ilişkin maddelerinin hazırlığına katkı sundu. Oxford Üniversitesi tarafından yayınlanan „The Concise Oxford Turkish Dictionary“ başlıklı sözlüğün ilk editörleri arasında yer aldı. İnceleme ve araştırmaları ile Türkoloji ve edebiyat eleştirilerini konu alan yazıları süreli yayınlarda yayımlandı.
“ BU MUAZZAM BAŞARINDAN DOLAYI SENİ BÜTÜN KALBİMLE TEBRİK EDERİM……ESER EHLİNİN ELİNDE LAYIK OLDUĞU TAKDİRİ GÖRMEKTEDIR…
PROF.WITTEK EDİRNE ÜZERİNDE ÇALIŞTIĞI İÇİN KITABI HEMEN GETİRTMİŞ, BÜYÜK ALAKA İLE OKUMAKTADIR.
PROF.DR.HALIL INALCIK (ANKARA ) 10.3.1952
He was born in Istanbul (Constantinople)[1][2] to a Crimean Tatar family, which left Crimea for Constantinople in 1905. His birthday is unknown but İnalcık chose 26 May 1916 for his birthday.[3] He attended Balıkesir Teacher Training School, and then Ankara University, Faculty of Language, History and Geography, Department of History where he graduated from in 1940. He completed his PhD in 1943 in the same department. His PhD thesis was on the Bulgarian question in the late Ottoman Empire.
He entered the same school as an assistant, then he became assistant professor in 1946 and after his return from lecturing in the University of London for a while, he became a professor in the same department in 1952. He lectured in various universities in the United States as a guest professor. In 1972, he was invited by the University of Chicago. Between 1972 and 1993 he taught Ottoman history at the University of Chicago. In 1994, he returned to Turkey and founded history department at Bilkent University where he is still teaching.
In 1993, he donated his valuable collection of books, journals and off-prints on the history of Ottoman Empire to the library of Bilkent University.[4]
He has been member president of many international foundations. He is a member of the Serbian Academy of Sciences and Arts in Department of Historical Sciences. He is also a member of the Institute of Turkish Studies.[5]
“….. MUAZZAM BİR EMEĞIN MAHSULU OLAN BU MUAZZAM ESER İÇİN SENİ CANDAN TEBRİK EDERİM.OSMANLI TARİHİNİN İLK DEVRİYLE UĞRAŞANLAR İÇİN BİRİNCİ DERECEDE MÜHİM BİR KAYNAK MAHİYETİNİ TAŞIYAN BU KİTAP İÇİN BU TARİHLE UĞRAŞAN HERKES ŞÜPHESİZ SANA MİNNET DUYACAKLARDIR. BEN ŞİMDİDEN BİRÇOK MÜŞKÜLLERİMİ BU KITAP SAYESİNDE ÇÖZMEĞE MUVAFFAK OLDUM ….”
———————————————————————————————————
GEREK BU ESERIM DOLAYISIYLE GEREK DIGER NESRIYATIM VESILESIYLE KENDILERINDEN TALTIFKAR MEKTUPLAR ALDIGIM ZEVAT ARASINDA EZCUMLE (His own notes ~1953)
PROF. A.V.GABAİN ( HAMBURG )
PROF. DR. W.HINZ ( GÖTTİNGEN )
PROF.DR. S.SINOR ( CAMBRIDGE )
DR.DERCSENYI MORICZ ( BUDAPEST )
ESERLERIMDEN DERHAL FAYDALANANLAR ARASINDA
T.H.KUN (ANKARA ) “ AVRUPADAKI OSMANLI YER ADLARI (TURK DILI VE TARIHI HAKKINDA ARASTIRMALAR F. KURUL ARMAGANI ANKARA 1950 S;85
DR. ANHEGGER (ISTANBUL ) MUHTELIF TETKIK VE MAKALELERINDE
Prof.Guboglu’nun Tayyib Gokbilgin Anilari
( 1940 –cı yılda Rumıniyanın Yaş Universitetindä Türkologiya İnstitutunda çalışmaa başladı. 1948 -1963 yıllarda Romın Akademiyasında Osmannı dili dersini verdi; 1968 – 1977 yıllarda Bukureş Univrsitetinin istoriya fakultetindä Osmannı istoriyası dersini verdi.
50-ci yıllarda M. Guboglu Rumıniyadakı Türkiyenin Büükelçisi görüp M. Guboglunun çok bilgili olmasını teklif eder onu Türkiyeyä aaraştırmaa Osmannı Arhivlerini. 1958-ci yılda Türk dokumentlerini aaraştırarak M. Gubolunun “Osmanlı Türkleri’nin paleografisi hem diplomatik yazışmalar” adlı kiyadı çıkardı. 1965-ci yılda Türkçä dokumentär katalogunu tiparladı. Onun bilim işlerinin büük bir payı romın hem frenk dilindä tiparlanmış, bunnarın sırasında “Dimitri Kantemir hem Osman İmperiyası” (1957).
Sovet vakıdında bizi üüredärdilär ani “osmanskoye igo” pek çirkin hem korkunç bir işmiş. Mihail Guboglunun aaraştırmaları gösterer, ani o “igo” yokmuş, varmış akıllı önedilän bir devlet, neredä saygı duyularmış her bir dinä hem halka. Böleliklän, bizim gagauzumuz açêr Osmannı devletinin bilinmeyän sayfalarını.
M. Guboglu Türk Tarih Kurumu’nun (TTK) şannı azasıydı. Türkiyä devletinin hem Rumıniyanın türlü diplom hem medalyalarınnan ödüllendirildi.
Dayma M. Guboglu Türkiyedä, Bulgariyada, Rumıniyada, Almaniyada hem taa başka devletlerdä simpoziumnara, kongreslerdä, konferenţiyalara, seminarlara katıldı. Ölüm onu İstanbulda geşirilän bir Türk Simpoziumda buldu.
Ölümündän sora büük iz brakan M. Guboglu kendi dilindän kaarä romın, bulgar, rus, alman, arap, franţuz dillerini bilärdi. Onun yabancı dildä var pek çok bilim statyaları, kiyatları hem başka aaraştırmaları.
Aaraştırmalarımız belli eder, ani M. Guboglu bir duu tarafı bilimcisi (vostokoved) gibi taa çok osmannı dokumentlerinnän işlemiş. Ama onun gagauzluk ruhunu hem patriotluunu, biz onun Gagauzların istoriyasınnan, dilinnän, literaturasınnan, hem folklorunnan ilgili statyalarında göreriz. M. Guboglu denemiş kendini şairlik tarafında da, çünkü büük bir başarıylan çevirmiş M. Emineskunun “Luçaferul” poemasını. Bu yazımıza, elbetki, büük aaraştırmacımızın bütün bilim zaameti girmeer. Bildiimiz kadar, onun 220 zeedä bilim statyası var. Biz şindi başladık açmaa kendimizä tanımadıımız bütün dünnädä tanınmış bilimciyi, profesoru M. Gubogluyu.
Bu yıl, 2011-ci yılda, iki büük çadırlı bilgicin yubileyi geçiriler: M. Çakırının 150. yıldönümü, M. Guboglunun sa 100. yıldönümü. İkisi dä gagauz halkının patrİotu, hem Türkiyenin büük dostuydu. Büün, biz gagauzlar, onnarın adınnan hoduluk duyerız! Onnar bizä braktı kendi yaratmalarını bir büük miras gibi, angısına biz lääzım saab çıkalım.
İkisinin dä topracıı ilin olsun.)
GATTHARD JASCHKE 1960
Millî mücadele başlarken, Mondros mütarekesinden Sivas kongresine
“Türk ihtilâlinin, henüz imlî ve tam bir tarihinin şimdiye kadar yazılamayıp, bunun, en ince noktalarına kadar ilk elden vesikalara dayanarak yazılmasiyle mümkün olduğu bir hakikattir. Download
(Jean Aubin) 1978 – TURCICA’da yayinlanan Short Notice (II Rakoczi Ferenc Hakkinda)
(Prof. Dr. F.N. Uzluk) – Edirne ve Pasa Livasi Hakkinda